Bazı hatıralar tenin kendisine kazınır. Kürt kültüründe dövme sanatı, yani Deq, tam da böyle bir hafızadır. Mürekkep, iğne ve cesaretle işlenen bu semboller, yalnızca estetik değil, bir kimlik, bir inanç, bir aidiyet biçimidir.

Bugün dövmeye modern bir akım gibi bakılıyor ama Deq, Kürtler için binlerce yıl öncesine uzanan bir bedensel yazıdır. Dağların gölgesinde, göç yollarında, kadınların ellerinde, yüzlerinde ve bedenlerinde şekillenen bu dövmeler, sadece süs değil,aynı zamanda koruyucu, ruhani ve toplumsal anlamlar taşıyan sembollerdir.Bir kadının alnına işlenen bir güneş motifi, onun soyunu, yaşını ya da doğayla kurduğu bağı temsil eder. El üzerindeki nokta desenleri, bereketi ya da kutsallığı simgeler. Çoğu zaman da aşk, yas, doğurganlık ya da savaş gibi kişisel dönüm noktalarını anlatır.

Deq; susturulmuş, yazıya dökülememiş hikayelerin ten üstündeki yansımasıdır.

Bu sanatın ilginç tarafı, ustalarının genellikle kadınlar olmasıdır. Kadın, hem dövmeyi yapar hem de onu taşır. Bu, erkek egemen bir coğrafyada kadının anlatma ve aktarma gücünün sembolü gibidir. Deq, sessizce direnen bir kadının bedenine yazdığı tarihi, kimseye boyun eğmeden anlatmasının bir yoludur.Bugün dövme, dünya genelinde bireysel bir ifade biçimi olarak yaygınlaşıyor. Ancak binlerce yıl öncesine uzanan bu gelenek, Mezopotamya topraklarında çok daha anlamlı bir şekilde var olmuştu. Kürt kadınları, eline, yüzüne, göğsüne işlediği her sembolle bir şey anlatırdı. Çünkü Deq, bir süs değil, bir dildir.

Bugün modern dövme stüdyolarında çizilen desenlerin ardında bazen hiçbir anlam yokken, o yaşlı Kürt kadının alnındaki küçük bir daire, bin yıllık bir kimliğin anahtarı olabilir.Bir kültürün en kırılgan tarafı, görünmezliğidir. Deq, yıllarca bedenin görünen yerlerine kazındı; ama şimdi, kültürün görünmeyen alanlarına doğru siliniyor.Deq, bugün artık çok az sayıda yaşlı kadının yüzünde silik bir gölge gibi duruyor. O dövmeye bakanlar belki ne anlama geldiğini bilmiyor. Ama o kadın biliyor. Çünkü onun alnında duran güneş motifi sadece bir şekil değil, bir halkın güneşe özlemini taşıyor.
.Bu yüzden Deq’i sadece bir estetik gelenek olarak değil, bir kültürel hafıza biçimi olarak görmek zorundayız. Belki yeniden başlamalıyız; bu kez is ve iğneyle değil ama belgeyle, sözle, saygıyla…