HABER - Ali Çekdar KORKMA
Kürtçe radyo yayıncılığı, tarihsel olarak politik sınırların ötesine geçen kültürel bir aktarımın taşıyıcısı oldu. Bugün bile Kürt müziği ve diliyle ilgili yapılan araştırmalarda en çok referans verilen kaynaklardan biri olan Erivan Radyosu, bu alandaki ilk profesyonel yayıncılık deneyimini başlatan merkezdi.
KÜRTÇE YAYINCILIĞIN MİHENK TAŞI: ERİVAN RADYOSU
1955 yılında Sovyet Ermenistanı’nda kurulan Erivan Radyosu, kısa sürede Kürt halkı üzerinde etkili oldu. Yayınlar, Sovyetler Birliği’nin çok dilli kültürel politikalarının bir parçası olarak yürütülüyordu. Kürtçe haberler, hikâyeler ve özellikle müzik yayınları sayesinde, bu radyo sınırları aşan bir ses haline geldi.
CasimêCelîl gibi öncü isimlerin katkılarıyla, iki binden fazla Kürtçe ezgi ve şarkı arşivlendi. Erivan Radyosu sadece eğlence değil, aynı zamanda kültürel hafızayı taşıyan bir merkez haline geldi. Bugün hâlâ birçok Kürt sanatçının kaynağı olarak gösteriliyor.
Bu yayınlar özellikle Türkiye, Irak, İran ve Suriye’de yaşayan Kürtler tarafından gizlice dinleniyor, söylenen şarkılar ezberleniyor ve kuşaktan kuşağa aktarılıyordu.
TÜRKİYE’DEKİ İLK GİRİŞİM: DR. YUSUF AZİZOĞLU’NUN ÇABALARI
Erivan Radyosu’nun etkisi kısa sürede Türkiye’ye de yansıdı. Bu alandaki ilk resmi girişim, 1950’li yıllarda dönemin Diyarbakır milletvekili ve Basın Yayın Bakanı Dr. Yusuf Azizoğlu tarafından yapıldı. Azizoğlu, Diyarbakır’da yerel dil ve ağızlarla yayın yapılacak bir radyo kurulması için çalışmalar başlattı.
1959 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile Diyarbakır’da kısa dalga üzerinden yayın yapacak bir radyonun kurulmasına onay verildi. Ancak 1960 darbesi sonrası proje rafa kaldırıldı. 1963’te yeniden gündeme gelen proje, Kürtçe’nin resmen telaffuz edilmeden, halk müziği ve yöresel kültür adı altında yayın yapılmasına imkan sağladı.
Dr. Azizoğlu’nun bu girişimi, sansür ortamında Kürtçe’ye alan açma çabası olarak dikkat çekti ve Türkiye’de Kürtçe yayıncılığın sembolik başlangıçlarından biri kabul edildi.
BİR SESİN SINIRLARI AŞAN HİKÂYESİ
Erivan Radyosu ve sonrasında gelen yerel girişimler, Kürtçe yayıncılığın yalnızca medya değil, kimlik ve kültür meselesi olduğunu gösterdi. Bugün hala birçok Kürt şarkısının ilk defa Erivan Radyosu’nda duyulduğu, birçok ses sanatçısının oradan çıktığı biliniyor.