Yeni belgeseli Dengbejen Me, Kürt sözlü geleneğinin taşıyıcıları olan Dengbejlerin izini sürüyor. Bagdu ile belgeselin arka planını, kişisel yolculuğunu ve gelecek projelerini konuştuk.
Cizre’den Mardin’e: Duygusal Bir Yolculuk
Cizre’de doğup büyüyen ve şu an Mardin’de yaşayan Ali Bagdu, kendisini coğrafyası ve duygusal bağlarıyla tanımlıyor. “Cizre ile Mardin arasındaki yollar, sadece coğrafi değil, duygusal olarak da beni şekillendirdi,” diyor. Bagdu, uzun cümleler kurmak yerine görsel anlatımı tercih ediyor: “Kendimi en iyi çekerek anlatabiliyorum. Bir kadraj, bir ses ya da bir boşlukla… Biçimim bu.” Kameranın onun için bir ifade aracı olduğunu vurgulayan sanatçı, hislerini ve düşüncelerini görüntüyle aktarmanın kendisi için daha doğal bir yol olduğunu söylüyor.
“Dengbejen Me”: Bir Hafıza ve Vicdan Meselesi
Dengbejen Me, Bagdu için bir belgeselden çok daha fazlası. “Bu bir projeden çok bir yük gibiydi,” diyor ve ekliyor: “Bir şeyin kaybolduğunu fark ettiğinizde ve kimsenin bunu umursamadığını gördüğünüzde, onu tutmak istiyorsunuz.” Belgesel, çocukluğunda dinlediği ağıtlar, evde sessizce ağlayan kadınlar ve köylerde süren yaslarla şekillenmiş. Bagdu, çekim sürecinde sadece izleyici olmadığını, aynı zamanda hatırladığını belirtiyor: “Bunların hiçbiri benim dışımda değil. Hepsi bana değmiş şeyler.
”Dengbejlik: Sadece Müzik Değil, Bir Tanıklık
Bagdu, Dengbejliği “Kürt halkının sözlü hafızası” olarak tanımlıyor. Ona göre bu gelenek, yalnızca müzikal bir miras değil; yas, aşk, sürgün ve direnişin bir arada olduğu bir tanıklık. “Onlar anlatmazsa, kimse anlatmayacak gibi geliyor,” diyor ve Dengbejliğin korunması gereken bir kültürel mirasın ötesinde, bir vicdan meselesi olduğunu vurguluyor.
“Bunu Biri Duyarsa, Ömrüm Boşa Geçmemiş Olacak”
Çekim sürecinde Bagdu’yu en çok etkileyen anlardan biri, bir Dengbêj’in çekim sonrası söylediği şu sözler olmuş: “Bunu biri duyarsa, ömrüm boşa geçmemiş olacak.” Bu sade ama ağır cümle, yönetmenin belgeselin özünü kavramasını sağlamış. Bagdu, “Bazen insanların tek isteği duyulmak. Görülmek ya da alkışlanmak değil, sadece birinin onları duyması,” diyor.
Belgeselin Ardından: Eksikler ve Yeni Başlangıçlar
Belgeselin tamamlanması, Bagdu’da bir tamamlanma hissi yerine yeni eksikliklerin farkına varmasını sağlamış. “Çekemediğim insanlar, yetişemediğim ağıtlar, hayatıma değip artık olmayan sesler…” diyor. Yönetmen, bu işin bir sonu olmadığını düşünüyor: “Belki bir filmle değil, ama başka yollarla hep devam etmesi gerekiyor.
”Gelecek Planları: Cizre’den Bir Hikaye
Ali Bagdu’nun gelecek projesi, Cizre’de yaşanmış gerçek bir hikâyeyi beyaz perdeye taşımak. “Yıllardır aklımda, hafızamdan hiç silinmedi,” diyen Bagdu, bu hikâyenin yalnızca kendisine değil, tüm coğrafyaya ait olduğunu düşünüyor. Gerekli desteği bulabilirse, bu projeyi hayata geçirmek için sabırsızlanıyor.Dengbêjen Me, bir belgeselden öte, unutulmaya yüz tutmuş seslere bir saygı duruşu niteliğinde. Ali Bagdu, bu çalışmasıyla sadece bir geleneği değil, aynı zamanda bir halkın hafızasını ve vicdanını yeniden hatırlatıyor.