Travma insan zihninin hazmetmekte zorlandığı veya alışagelmedik olaylar ile karşılaştığında sisteminin bozulması olarak tanımlanır. Kişinin kendisinin veya yakınlarının yaşam bütünlüğünü etkileyecek bir fiziksel veya duygusal tehdit ile karşılaşması halinde psikolojik travma oluşabilmektedir.

Travmaya maruz kalan kişinin stres hormonun salgılanmasında da bozukluklular yaşanır. Stres aslında insanı tehlikelere karşı korumak, bunlara başa çıkabilme becerileri geliştirebilmemiz için oluşur. Fiziksek ya da duygusal bir tehlikeyle karşılaştığımızda savaş, kaç veya bulunduğun yerde kal şeklinde bir mesaj göndermektedir. Fakat travmatize olan biri tehlike geçse bile stres hormonu normale dönmeden salgılanmayı sürdürüyor olacaktır. Bununda hem fiziksel hem de ruhsal belirtileri bir süre sonra görülmektedir.

Savaşlar, doğal afetle, ölümcül yaralanma ve kazalar, kayıp ve ya,  salgın hastalıklar, istismarlar travma oluşturabilecek durumların sadece bazılarıdır. Her insanın stresle baş etme becerisi, karakter özellikleri, geçmiş yaşamı, çevresel koruyucu faktörleri birbirinden farklı olduğu için herkesin travmadan etkilenme durumu ve süreci de farklılık gösterecektir. Ancak bilinen şu ki, kişi geçmiş yaşamında benzer bir olay yaşadıysa veya geçmiş yaşamında travmatikbir öykü varsa, koşulları daha ağırsa ve psikolojik sağlamlılığıo dönem yeteri kadar güçlü değilse travma sonrası stres bozukluğu yaşaması olasıdır. 

Her bireyin sahip olduğu kişilik özellikleri, geçmiş yaşantısı, baş etme stratejileri ve bulunduğu duruma göre koşullar farklıdır. Bu sebeple, her bireyin travmadan etkilenme durumu ve bu süreci yürütme biçimi değişkenlik gösterecektir. Fakat bilinen şu ki, geçmişte yaşanan benzer bir travmatik öykü varsa, kişinin bir ruhsal hastalığı varsa veya travmatik olay sırasında koşulları daha ağırsa travma sonrası stres bozukluğu yaşayabilir. Travma Sonrası Stres Bozukluğu Çok şiddetli ruhsal stres veya travmadan sonra oluşur. 

TRAVMANIN VARLIĞINDAN NE ZAMAN SÖZ EDİLEBİLİR?

Bazı belirtiler şunlardır; maruz kalınan travmadan sonra yeme düzeninde farklılıklar olduysa, uyku kalitesinde bozulma yaşanıyorsa, kişide ani irkilmeler, öfke kontrol güçlüğü yaşanıyorsa, sürekli ağlama isteği oluyorsa, ciddi suçluluk duyguları varsa, kişilerarası iletişimlerinde bozulmalar başladıysa, düşüncelerini kontrol etmekte güçlük çekiyorsa, iş ve sosyal hayata adapte olmakta problemler yaşanmaya başladıysa travmadan söz edebilmek mümkündür. Ancak burada önemli bir nokta vardır. Her insanın baş etme yöntemleri kendine göre biriciktir. Bazı kişiler yas ve travmasonrası bu belirtileri göstermek yerine donma, yok sayma, bastırma gibi savunma mekanizmalarıyla da tepki gösterebilir.

NELER ÖNERİLİR? 

Travmaya maruz kalan birinin stres bozukluğuna geçmemesi için koruyucu faktörlerinin olması oldukça önemlidir. Travmaya maruz kalan kişiler kendine ya da çevresindekilere karşı kopma veya yabancılaşma yaşayabilir. Bu nedenle güvenli bir ortamı ve güvenli bağ kurabileceği kişilerin desteği büyük önem taşımaktadır. Boş zamanlar travmanın işlenmesi için müsaitlik oluşturabileceği için kişinin yaptığı iş ve aktiviteleri sürdürmesi de önerilebilir. Kaygı ve stres arttığında nefes egzersizleri yapılabilir. Uyku ve beslenme düzeninin kontrollü sürdürmek koruyucu olacaktır. Travma sonrası oluşan stres bozukluğundan ve eşlik edebilecek diğer olumsuzdurumlardan korunmak ve en sağlıklı biçimde bu süreci atlatabilmek için bir ruh sağlığı uzmanı başvurmak, bu süresi bir psikiyarist/psikolog ile yürütmek oldukça önemlidir.

Uzman Klinik Psikolog Özlem Odabaşı