HABER - Ali Çekdar KORKMA

Tarihin katman katman işlendiği şehirlerden biri olan Diyarbakır, yalnızca Güneydoğu Anadolu’nun değil, tüm insanlık tarihinin tanığı olan kadim bir merkezdir. Mezopotamya’nın kuzeyinde, Dicle Nehri’nin kıyısında kurulu bu şehir; 12 bin yılı aşan tarihi geçmişi, taş surları, medreseleri, hanları, camileri ve çok dilli, çok kültürlü yapısıyla Anadolu’nun yaşayan arşivlerinden biridir.

Diyarbakır’ın 12 Bin Yıllık Yolculuğu Tarihin Kalbinden Bugüne2

Karasal iklimin hakim olduğu bu topraklarda yetişen kültürel zenginlik, hem mimaride hem mutfakta hem de toplumsal bellekte kendini açıkça göstermektedir. Bugün UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri ile ünlenen bu kent, geçmişin izlerini bugüne taşıyan ender yerleşimlerden biridir.

NEOLİTİK DÖNEMDEN YERLEŞİK HAYATA: ÇAYÖNÜ VE HASSUNİ

Diyarbakır’ın 12 Bin Yıllık Yolculuğu Tarihin Kalbinden Bugüne3

Diyarbakır’ın tarih sahnesine çıkışı, yalnızca birkaç bin yıl öncesine değil, insanlık tarihinin ilk yerleşik hayat adımlarına kadar uzanır. Ergani ilçesi yakınlarındaki Çayönü Tepesi, dünyanın en eski tarım yerleşimlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Buradaki kazılar, MÖ 8000-6000 yıllarına tarihlenen köy yerleşimlerini ve insanların avcılıktan tarıma geçiş sürecini belgelemektedir.

Diyarbakır’ın 12 Bin Yıllık Yolculuğu Tarihin Kalbinden Bugüne4

Ayrıca Eğil-Silvan çevresindeki Hassuni Mağaraları ile Hilar Mağaraları’nda yapılan arkeolojik araştırmalar, bu bölgenin Yontma Taş ve Mezolitik çağlardan itibaren iskan edildiğini göstermektedir.

MEDENİYETLERİN KAVŞAĞI: DİYARBAKIR’DA UYGARLIK TARİHİ

Şehir, tarih boyunca pek çok büyük medeniyetin merkezi olmuştur. MÖ 3000’lerden itibaren Hitit, Hurri ve Mittani krallıkları bölgeye hakim olmuş; ardından Asurlular, Aramiler, Urartular ve Medler gibi antik çağ uygarlıkları sırasıyla bu topraklarda hüküm sürmüştür. Pers İmparatorluğu ve Büyük İskender’in ardından Diyarbakır, Roma ve Bizans egemenliğine geçmiştir.

Bu dönemde Amid ya da Amida olarak bilinen şehir, stratejik konumu nedeniyle hem askeri hem de ticari önem taşımıştır. MÖ 2. yüzyılda adının geçtiği en eski kaynaklardan biri, Asur Kralı Adad-Nirari’ye ait bir kılıç kabzasıdır.

İSLAMLA BULUŞMA VE TÜRKLERİN GELİŞİ

İslamiyet’in yayılmasından sonra, 7. yüzyılda Halife Ömer döneminde Halid bin Velid komutasındaki İslam orduları Diyarbakır’ı fethetmiştir. Bu tarihten sonra Emevîler, Abbasîler, Hamdaniler ve Kürt kökenli Mervaniler gibi Müslüman hanedanlıklar şehre egemen olmuştur.

Diyarbakır’ın 12 Bin Yıllık Yolculuğu Tarihin Kalbinden Bugüne5

Malazgirt Zaferi öncesi Selçuklu Sultanı Alparslan’ın şehre gelişiyle Türk etkisi başlamış; Mervanilerin desteğiyle şehir Büyük Selçuklu Devleti’ne bağlanmıştır. Daha sonra İnaloğulları, Artuklular ve Eyyübiler döneminde kültürel ve mimari anlamda büyük gelişmeler yaşanmıştır.

MOĞOLLAR, AKKOYUNLULAR VE SAFEVÎLERİN İZLERİ

  13.yüzyıl ortalarında Moğolların Anadolu’yu istilası sırasında Diyarbakır da bu istiladan etkilenmiş, ardından İlhanlılar ve Artuklular arasında el değiştirmiştir. 1400’lü yıllarda Akkoyunlular Devleti’ne başkentlik yapan şehir, bu dönemde büyük bir siyasi ve kültürel merkez haline gelmiştir.

1508 yılında Safevîlerin hakimiyetine giren şehir, Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim’in 1515’teki seferiyle Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır.

OSMANLI DÖNEMİNDE STRATEJİK ÜS

Osmanlı döneminde doğu seferlerinin hareket noktası ve büyük bir askeri üs haline gelen Diyarbakır, bir eyalet merkezi olarak idari bakımdan da önem kazanmıştır. 19. yüzyılda Osmanlı vilayet sistemine geçişle birlikte, şehir Diyarbekir Vilayeti’nin merkezi olmuştur.

Diyarbakır’ın 12 Bin Yıllık Yolculuğu Tarihin Kalbinden Bugüne6

Bu dönemde şehirde birçok han, hamam, cami ve medrese inşa edilerek kentin fiziksel yapısı şekillendirilmiştir.

DİYARBAKIR’DAN CUMHURİYETE: MODERNLEŞMENİN ADIMLARI

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Diyarbakır da sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda dönüşüme uğramıştır. 1937 yılında Atatürk’ün talimatıyla, şehirde yapılan dil tartışmaları neticesinde Diyarbekir adı, bugünkü haliyle “Diyarbakır” olarak değiştirilmiştir. Bu isim, bölgede bulunan bakır madenlerine atıfta bulunarak “bakır diyarı” anlamına gelmektedir.

1950’lerden sonra yapılan modern şehirleşme adımlarıyla Diyarbakır yeni bir çehreye kavuşmuş; hastaneler, okullar, yollar ve kamu binaları inşa edilerek bölgesel bir merkez haline getirilmiştir.

Diyarbakır’ın 12 Bin Yıllık Yolculuğu Tarihin Kalbinden Bugüne7

BÜYÜKŞEHİR STATÜSÜ VE YENİ DÖNEM

2 Eylül 1993 tarihinde çıkarılan kararla büyükşehir belediyesi unvanı kazanan Diyarbakır, 2004 ve 2014 yıllarında çıkan yasalarla sınırlarını genişletmiştir. Bugün modern ulaşım ağı, kültür merkezleri ve üniversitesiyle Türkiye’nin doğusunda önemli bir şehir konumundadır.

GÜNÜMÜZDE DİYARBAKIR: KÜLTÜR, SANAT, YÖNETİM VE YAŞAM

2025 itibarıyla 1,8 milyonluk nüfusuyla Türkiye’nin en büyük 12. şehri olan Diyarbakır, tarihî kimliğini korurken çağdaş şehircilik adımlarıyla dönüşümünü sürdürüyor. Yerel yönetimde son seçimlerle birlikte belediye yönetimi DEM Parti’ye geçti. Önceki yıllarda yaşanan kayyum uygulamaları, merkezi ve yerel yönetim arasında gerilimlere neden olmuştu. Bu durum kültürel etkinlikleri de doğrudan etkilemişti.

Diyarbakır’ın 12 Bin Yıllık Yolculuğu Tarihin Kalbinden Bugüne8

Kültür ve sanat alanında ise yeniden canlanma yaşanıyor. Sur Kültür Yolu Festivali, tiyatrolar, çok dilli edebiyat etkinlikleri ve geleneksel el sanatları organizasyonları şehrin sosyal hayatını zenginleştiriyor. Türkçe, Kürtçe ve Zazaca’nın bir arada yaşadığı çok dilli ortam, Diyarbakır’ı kültürel çeşitliliğin simgesi haline getiriyor.

Ekonomik olarak tarım, hayvancılık ve gastronomi turizmi öne çıkıyor. Coğrafi işaretli yemekler ve tarihî dokularla bezenmiş alanlar, yerli ve yabancı ziyaretçileri şehre çekmeye devam ediyor. Diyarbakır, geçmişten gelen güçlü kimliğiyle geleceğe entegre olmaya çalışan bir şehir profili çiziyor.

Muhabir: Ali Çekdar KORKMA