DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 15 Nisan'da evinde geçirdiği kalp rahatsızlığının ardından hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakımda geçen 18 günlük tedavi sürecinin ardından, çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti.
Önder için İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) bir anma töreni düzenlendi. Hastaneden alınan ve Türk bayrağına sarılan cenazesi, tören alanına getirildi. Tabutun kürsüye çıkarılması sırasında ailesi ve yakınları duygusal anlar yaşadı; bazıları tabutu öperek çiçek bıraktı. Törene katılan kalabalık, bu anları alkışlarla karşıladı.
GÖZYAŞLARINA BOĞULDU
Tören sırasında babasının tabutuna sarılıp öpen Ceren Önder Kandemir, gözyaşlarına hakim olamadı.
Babasının rahatsızlığı süresince duygusal metinler paylaşıp ayağa kalkacağına dair umutlarını dile getiren Kandemir, hıçkırıklarla ağladı.
Kameraya anbean yansıyan o görüntüler yürekleri yaktı.
BABASINA YAZDIĞI MEKTUBU OKUDU
Ceren Önder Kandemir, babası için törende konuşma yaptı.
Kızı Ceren Önder, konuşması sırasında gözyaşlarını tutamadı:
"Çok teşekkür ederim gelen herkese. Ben ne zaman bir şey yazsam babamı arayıp telefonda sesli okurdum. Onunla ben tek bir kişi gibiydik. Çünkü sanki kendimi okur gibi okurdum. Geçen hafta ona bir mektup yazdım onu okumak istiyorum. Şimdi ona sesli okuyorum.
"HAYATIN BÜTÜN RENGİ GİTTİ"
'Baba, hayatın bütün rengi gitti. Benim bildiğim hayat bitti. Yeni bir hayat başlıyor şimdi. Ürkütücü, bilinmezliklerle dolu daha önce hiç duymadığım bir şeyi senden duyma ihtimalinin kaybolduğu, mavrasız. Kendimi bildim bileli seni kaybetmekten korktum. Bu benim tek kabusum, zaafım, burnumdaki sızım, karın ağrımdı. Öyle iyi öyle benzersizdin ki bu adam bana sadece ölerek acı çektirebilir dedim.
Gece gece çaldığım kemanın, cümbüşün.. Bir çırpıda ezberde okuduğun şiirler... Evlere sığamayışın, kimseye kıyamaman, iyiliğe üşenmemen, kimseye gücenmemen, kalp kırmaktan bile daha çok korkman birinin onurunu kırmaktan... 'Kalbim kırıldı' diye arardım. 'Baba hasta oldum', 'Baba uyku tutmadı', 'Baba aşık oldum'
"O DOSTLUĞA DOYULUR MU"
Ben babalığına çok doydum. Bu oğluma, onun çocuğuna bile yeter. Ama dostluğuna doyamadım. O dostluğa doyulur mu? 'İki hafta sonra barış protokolü imzalayacağız, sonra rahatız' diyordun. Kızmak istiyorum. Açlık grevlerine, cezaevlerine, işkencelere... Bir tek kendinle ilgilenmeyişine kızmak istiyorum, yapamıyorum. Bana cezaevinden gönderdiğin bir mektup yüzünden kızamıyorum.
"SENİNLE GURUR DUYUYORUM"
Doğduğundan beri yoksunluk geçen ömründe sen öfkeni nereye sakladın ben hiç görmedim, herhalde kalbine. Bir tek mülk edinmeden, ikinci bir kazağı almadan, kimseden bir şey istemeden, borçsuz ve harçsız, boğazını değil onurunu besleyerek yaşadığın bu dünyadan gidiyorsun baba.
Seninle gurur duyuyorum.
Şimdi tüm renklerin senin olsun, eminim orada da dostlarını bulacaksın."