HABER - Ali Çekdar KORKMA
PKK, örgütsel varlığını sonlandırdığına dair kamuoyuna yansıyan açıklamaların ardından bir bildirge yayımladı. Bildirgede, Türkiye’nin sol-sosyalist yapıları ve devrimci şahsiyetlerine doğrudan çağrı yapıldı. Bu çağrının merkezinde “Barış ve Demokratik Toplum süreci”ni sahiplenme ve Demokratik Toplum Sosyalizmi çatısı altında birleşme önerisi yer aldı.
Açıklamada, bu sürecin halkların kardeşliği, eşitlik ve özgürlük mücadelesi açısından yeni bir evre olduğu vurgulandı.
BİLDİRGEDEN DİKKAT ÇEKEN ÇAĞRI
PKK’ye yakın kaynaklardan yayımlanan bildirgede şu ifadeler yer aldı:
“Türkiye’nin sol-sosyalist güçleri, devrimci yapı, örgüt ve şahsiyetlerinin Barış ve Demokratik Toplum sürecini sahiplenmeleri ile halkların, kadınların ve ezilenlerin mücadelesi yeni bir düzey kazanacaktır. Bu, son sözleri ‘Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının Kardeşliği ve Tam Bağımsız Türkiye!’ olan büyük devrimcilerin amaçlarını başarmak anlamına gelecektir.”
Bu ifadelerle, PKK hem kendi ideolojik çizgisine yakın duran sol yapılara hem de bağımsız sosyalist aktörlere, yeni bir toplumsal modelin inşasında aktif rol üstlenme çağrısı yaptı.
DEMOKRATİK TOPLUM SOSYALİZMİ VE ENTERNASYONEL DAYANIŞMA
“Barış ve Demokratik Toplum süreci ve sosyalizm mücadelesinde yeni bir aşamayı temsil eden Demokratik Toplum Sosyalizmi ile küresel demokrasi hareketi gelişerek adil ve eşit bir dünya oluşacaktır.” Denilen Bildirgede ayrıca şu vurgu yer aldı:
“Bu temelde başta Küresel Özgürlük Hamlesine öncülük yapan dostlarımız olmak üzere demokratik kamuoyunu demokratik modernite kuramı çerçevesinde enternasyonal dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.”
Bu açıklamayla birlikte PKK, hem yerel hem de küresel ölçekte yeni bir siyasi hat inşa edilmesi gerektiğini savunarak sol çevrelerle daha örgütlü bir iş birliği hedeflediğini ortaya koydu.
ULUSLARARASI AKTÖRLERE ELEŞTİRİ VE MESAJ
PKK’nin fesih sonrası bildirgesinde yalnızca Türkiye iç siyasetine değil, uluslararası aktörlere de mesaj verildi:
“Uluslararası güçleri halkımıza yönelik yürütülen yüzyıllık soykırım politikalarındaki sorumluluklarını görerek demokratik çözüme engel olmamaya ve sürece yapıcı katkılarını sunmaya davet ediyoruz.”
