Medeniyetlerin beşiği olarak da adlandırabileceğimiz Diyarbakır, dünya tarihine ayna tutan, neredeyse 5.000 yılı aşkın süredir her şeye rağmen ayakta kalmayı başarmış bir şehir. Tahmin edersiniz ki turistlerin ve tarihçilerin ilgisini çekecek, her biri kendine has hikayeleri içinde barındıran onlarca yapı da mevcut. On Gözlü Köprü hikayesi ile herkesi etkileyen bu yapılardan sadece biri, ancak hiç şüphesiz ki en öne çıkanlarından da biri.
Diyarbakır ile ilgili pek çok belgeselde, kartpostalda, videoda, fotoğrafta ve daha nicesinde rastladığımız bir köprü var... işte o köprü, Dicle Köprüsü olarak da bilinen ve yüzyıllardır tüm heybetiyle ayakta kalmaya devam eden On Gözlü Köprü.
Bu yazımızda sizlere Diyarbakır On Gözlü Köprü ile ilgili önemli bilgileri sunacak, köprünün tarihinden bahsedecek ve kartpostallardan tanıdığımız bu köprü hakkında fikir sahibi olmanız için çabalayacağız. İyi okumalar!
Diyarbakır On Gözlü Köprü Hikayesi ve Tarihi
On Gözlü Köprü Diyarbakır tarihinin en önemli yapılarından biridir. Köprü coğrafi olarak büyük önem taşımaktadır; nitekim dünyanın en önemli nehirlerinden olan Dicle Nehri'nin iki yakasını birbirine bağlamaktadır.
On Gözlü Köprü hakkında bilgi vereceksek işe köprünün ne zaman inşa edildiği sorusuna cevap başlamalıyız normalde, ancak bu sorunun cevabını vermemiz kolay değil.
Neden derseniz, köprünün ne zaman inşa edildiği konusunda elimizdeki tüm bilgilere rağmen net inşaat tarihi belli değil!
Köprü üzerinde yer alan kitabe bize aslında bu konu hakkında bir bilgi veriyor. Kitabenin çevirisi yapıldığında açıkça görülüyor ki köprü 1065 yılında, o dönem şehirde hüküm süren Kürt hanedanı Mervaniler tarafından yaptırılmıştır.
Ancak araştırmacılara göre bu kitabe bir inşa kitabesi değil, bir onarım kitabesidir. Yaygın görüş, köprünün İslamiyet'in doğuşundan dahi eski olduğu yönündedir.
Araştırmacıların görüşlerini kısaca inceleyelim: Niebuhr isimli bir Arap tarihçisi, köprünün 1065'ten önce de var olduğunu öne sürüyor. Berchem ve Strzygowski isimli tarihçiler de bu görüşe katılıyorlar; köprünün 742 yılında bir taşkın sonucu yıkıldığını, onarımının ise yarım kaldığını ve sonrasında Mervaniler döneminde restore edildiğini belirtiyorlar.
Öyle ya da böyle, On Gözlü Köprü en az bin yıldır ayakta durmaktadır. Mervaniler, Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti zamanında ayakta kalan köprü, Türkiye Cumhuriyeti dönemine de sapasağlam bir şekilde ulaşmıştır.
Diyarbakır On Gözlü Köprü Hakkında Bilgi
Diyarbakır On Gözlü köprü kısa bilgi konusunda bizlere pek çok anekdot sunabilecek tarihi bir eser.
- Köprü çok gözlü ve düz tabliyeli köprüler grubuna dahil edilmektedir.
- Köprü genelinde Diyarbakır'ın sembollerinden olan bazalt taş kullanımı göze çarpmaktadır.
- Batı yöndeki ilk kitabenin sol tarafında yandan tasvir edilmiş bir aslan kabartması bulunmaktadır.
- Aslan figürü yürür vaziyette, gövdesi yandan, başı hafifçe dönük, dili dışarıda, sert ifadeli bir şekilde tasvir edilmiştir.
- Ünlü Suzan Suzi türküsü de On Gözlü Köprü hikayesi olarak kabul edilir.
- Köprünün uzunluğu 172 metre. Genişliği ise 10 metre ile 6 metre arasında değişiyor.
Suzan Suzi Türküsü: Bir On Gözlü Köprü Hikayesi
Diyarbakır'ın ünlü hikayelerinden Suzan Suzi türküsü de aslında On Gözlü Köprü hikayesi olarak anılabilecek bir hikayedir, nitekim hikayenin kırılma noktası bu köprüde geçer.
Rivayete göre çocuğu olmayan bir aile Kırklar Dağı'nda bulunan bir sunak olan Kırklar Ziyareti'ne giderler ve adak adarlar. Adakları işe yarar ve ailenin çocuğu olur. Çocuğun ismini Suzan -ya da Suzi- koymuşlar.
Suzi büyümüş ve güzelliğiyle dillere destan genç bir kadın olmuş. Bir de sevgilisi varmış: Adil isimli bir Türk delikanlısı. Adil ve Suzi birbirlerini uzaktan uzağa sevmişler her zaman.
Bir gün Suzi ve ailesi Kırklar Ziyareti'ne doğru yola çıkmışlar. Her yıl adaklarını tekrarlamaktaymış aile. Adak için sunağa varıldığı esnada Suzi kaçmış ve kendilerini izleyen Adil'in yanına gitmiş. İkili nihayet birbirlerine kavuşmuş ve Kırklar Dağı'nda birliktelik yaşamışlar.
Ancak maalesef Kırklar Ziyareti bu birlikteliğe karşı çıkmış. On Gözlü Köprü'den geçtikleri esnada tabiri caizse çarpılan Suzi, köprüden Dicle Nehri'ne düşmüş ve boğularak ölmüş. Sevdiğinin yokluğuna dayanamayan Adil de kısa süre sonra ölmüş. Kırklar dağının düzü, ziyaret çarptı bizi sözleriyle de bu hikaye kayıtlara geçmiş.
On Gözlü Köprü hikayesi hakkında bilgileri verdik. Peki bu hikayenin yaşandığı yeri görmek için On Gözlü Köprü’ye nasıl gidebilirsiniz? İşte cevabı…
Diyarbakır On Gözlü Köprü Yol Tarifi
Diyarbakır On Gözlü Köprü nerede sorusu özellikle turistler tarafından sık sık soruluyor. Diyarbakır'ı ziyaret eden turistler, ziyaretleri sırasında bu köprüyü görmeden gitmek istemiyorlar. On Gözlü Köprü Diyarbakır şehir merkezine oldukça yakında bulunuyor. İlçe olarak merkez ilçelerinden Sur ilçesinde yer aldığını dahi söyleyebiliriz aslında.
Diyarbakır'dan On Gözlü Köprü'ye gitmek için yapmanız gereken basit. İlk olarak şehir merkezinden Mardin yoluna çıkacaksınız. Diyarbakır Havalimanı arazisinin sonlarına doğru zaten tabelalar sizi On Gözlü Köprü yoluna yönlendirecek.
Yolu takip ettikten sonra kendinizi Dicle nehrinin kıyısında, yani On Gözlü Köprü'de bulacaksınız.
- Diyarbakır'ın en merkezi noktasından yapılan hesaplamaya göre Diyarbakır merkezi ile On Gözlü Köprü arasındaki mesafe yalnızca 6.2 kilometre. Yani eğer ki özel aracınız varsa çok kısa bir mesafenin aşılması yeterli oluyor.
On Gözlü Nehir hangi nehir üstünde sorusunun da cevabı pek çok kez belirttiğimiz üzere Dicle nehri. Dünyanın en önemli nehirlerinden olan Dicle, zamanında aşılamaz nehirlerden birisiydi. Ancak insanoğlu On Gözlü Köprü ile Dicle'yi aşmayı başardı.
On Gözlü Köprü hikayesi hakkında merak edilenleri yanıtladık. Siz bu hikaye hakkında ne düşünüyorsunuz? Eğer Diyarbakır’a yolunuz düşer ve köprüyü ziyaret ederseniz mutlaka bizlerle paylaşın!