HABER - Ali Çekdar KORKMA
Japonya’da Kürt nüfusunun artışı, 1990’lı yıllarda Türkiye’den gelen göç dalgasıyla başladı. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanan politik baskılar, güvenlik sorunları ve ekonomik yetersizlikler nedeniyle birçok Kürt birey Japonya’ya sığınma talebiyle göç etti. Tokyo’ya yakınlığı ve daha uygun yaşam koşulları nedeniyle Saitama Eyaleti’nde yer alan Kawaguchi ve Warabi şehirleri, Kürt göçmenlerin yoğunlaştığı bölgeler haline geldi. Bu şehirler zamanla “Warabistan” olarak anılmaya başladı.
JAPONYA’NIN KÜRT GÖÇMENLERE YAKLAŞIMI NASIL?
Japonya, mülteci kabulü konusunda oldukça katı politikalar izleyen bir ülke. Son 35 yılda sadece bir Kürt mülteciye resmi statü tanındı. Diğer başvurular ise büyük oranda reddedildi ve başvuranlar “Karihōmen” adı verilen geçici serbestlik statüsünde yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldı. Bu statü, kişilere çalışma izni, sosyal güvenlik ve eğitim gibi alanlarda ciddi kısıtlamalar getiriyor.
JAPONYA’DAKİ KÜRT NÜFUSU NE KADAR?
2024 yılı itibarıyla Japonya’daki Kürt nüfusunun 2.000 ila 3.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Saitama Eyaleti, Kawaguchi Şehri’nde, “geçici serbest bırakılan” ve “belirtilen faaliyetler” adı verilen geçici ikamet statüsüne sahip yaklaşık 1.300 kişi bulunmaktadır. Bu statüdeki bireyler, mülteci statüsü başvurusu sırasında sınır dışı edilmenin askıya alınmasıyla ülkede kalmaktadır.
GÖÇMENLERİN YAŞADIĞI ZORLUKLAR
Karihōmen statüsünde yaşayan Kürtler, her ay göçmenlik ofisine imza vermek zorunda ve ülke dışına çıkma hakları bulunmuyor. Aynı zamanda, bu kişiler herhangi bir resmi statüde sayılmadıkları için sağlık hizmetlerinden sınırlı düzeyde faydalanabiliyor. Bu durum, ailelerin çocuklarını okula gönderme ve sosyal yaşama entegre etme konusunda büyük zorluklar yaşamasına neden oluyor.
TOPLUMSAL BASKI VE IRKÇILIK
Japonya’daki Kürt topluluğu, zaman zaman sosyal medyada yayılan yalan haberler ve nefret söylemlerinin hedefi oluyor. Bu durum, Japon toplumunun bir kısmında Kürtlere yönelik olumsuz algıların oluşmasına neden oluyor. Ancak buna karşılık, Kürt göçmenlere destek veren sivil toplum kuruluşları, aktivistler ve bazı yerel yönetimler de mevcut. Örneğin Saitama Bölge Mahkemesi, Kürt Kültür Derneği çevresinde toplanan ırkçı grupların faaliyetlerini yasaklayan bir karar aldı.
ENTEGRASYON VE GELECEK SORULARI
Japonya’daki Kürt topluluğunun entegrasyonu, hem Japon hükümetinin göç politikalarına hem de toplumsal tutumlara bağlı olarak şekilleniyor. Her ne kadar toplum içinde destek görseler de,resmi olarak mülteci kabul edilmeyen bireylerin uzun vadeli bir gelecek kurması oldukça zor. Eğitim ve çalışma haklarının sınırlı olması, yeni kuşakların entegrasyonunu da tehdit ediyor.
JAPONYA KÜRTLERİ GERÇEKTEN İSTİYOR MU?
Japonya, genel göçmen politikalarında olduğu gibi Kürtler konusunda da temkinli ve kısıtlayıcı bir yaklaşım sergiliyor. Kürt nüfusunun artışı büyük ölçüde göçle bağlantılı olsa da, bu nüfusun ülkeye entegre edilip edilmediği, hatta istenip istenmediği sorusu hala gündemde. Kürtler, Japonya’da hayatta kalmak için mücadele verirken bir yandan da kültürlerini yaşatmak ve geleceklerini inşa etmek için çabalıyorlar.
