HABER - Abdullah AKYOL

Diyarbakır’ın yetiştirdiği sanatçılardan Vahap Aydoğan, 23 yıllık sanat yolculuğunda insan yaşamının sessiz anlatılarını “sürreal biyografiler”le görünür kılıyor. Sanatını bir teşhir olarak tanımlayan Aydoğan, ruhun, duygunun ve tarihin izlerini tuvallerinde ve kitap kapaklarında buluşturuyor.

SANATTA BİR TEŞHİR: SÜRREAL BİYOGRAFİLER

Aydoğan, klasik biyografilerin ötesine geçen bir anlayışla çalışıyor. İnsanların yaşam öykülerini yalnızca kronolojik bir sırayla değil, ruhsal katmanları, bastırılmış duyguları, hayalleri ve travmalarıyla tuvale aktarıyor. “Sanat benim için bir ifade değil; bir teşhir. Ruhun, anlatının, duygunun, tarihin teşhiridir,” diyen sanatçı, portrelerinde yüzler kadar boşlukların da konuştuğunu vurguluyor. Her tablo, bir iç dünya ve bilinçaltı haritası olarak şekilleniyor.

Diyarbakırlı Sanatçı Vahap Aydoğan'ın Sürreal Biyografileri2

GERÇEK HAYATLARDAN TUVALE YOLCULUK

Sanatçı, biyografilerini gerçek kişilerle çalışarak oluşturuyor. Kişinin doğduğu günden yarınlarına uzanan derin bir yazılı iletişimle onlarca soru soruyor, aldığı cevapları imgelere, imgeleri ise tabloya kodluyor. “İnsanlar sadece yaşadıklarıyla değil, sustuklarıyla da var olurlar. Sürreal biyografi, bu sessiz anlatıları görünür kılmanın bir yolu,” diyor Aydoğan. Onun tuvallerinde, bir çocukluk anısının kokusu, bir yaşlı adamın titrek sabrı ya da bir kadının suskun kararlılığı hayat buluyor.

Diyarbakırlı Sanatçı Vahap Aydoğan'ın Sürreal Biyografileri4

KİTAP KAPAKLARI: METNİN İLK CÜMLESİ

Son on yılda Aydoğan, sürreal biyografi anlayışını kitap kapaklarına taşıdı. “Kitap kapağı, bir metnin ön sözünden önceki suskunluktur. Okura kapıdan girmeden önce nereye girdiğini sezdiren bir yoldur,” diyerek kapak tasarımlarının önemini vurguluyor. Her kapak, yazarın ruhuyla, metnin katmanlarıyla ve duygusal atmosferiyle uyum içinde bir felsefi çağrıya dönüşüyor. Sanatçı, “Bir kapak, yalnızca estetik bir nesne değil, düşünsel bir boşluk bırakmalı. Sembol, burada bir açıklama değil, bir boşluktur,” diyor.

Diyarbakırlı Sanatçı Vahap Aydoğan'ın Sürreal Biyografileri3

ZAMANA DİRENEN SANAT

Aydoğan, sanatını gösterişten uzak, hikayelerin sessiz ağırlığını taşıyan bir alan olarak tanımlıyor. “Sanatım, bir başarı madalyası değil; bir hikayenin yüküdür. Kalabalıklara konuşmam, bir insanın kalbine eğilirim,” diyerek yalnızlığın ve sessizliğin sanatındaki yerini vurguluyor. Zamana direnen, baktıkça yavaş yavaş açılan resimler yapmayı hedefleyen sanatçı, “Ben resim yaparken bir şey anlatmam; bir şey taşırım. Bir yaranın güzelliğini kimseye açıklamak zorunda hissetmem,” sözleriyle sanat anlayışını özetliyor.

Diyarbakırlı Sanatçı Vahap Aydoğan'ın Sürreal Biyografileri5

DİYARBAKIR’IN SANAT ELÇİSİ

Diyarbakır’ın kültürel dokusundan beslenen Vahap Aydoğan, sanatıyla sadece şehirde değil, uluslararası platformlarda da dikkat çekiyor. Gözden kaçan, görmezden gelinen her şeyi malzemesi yapan sanatçı, “Sanat dediğin şey, bazen sadece bir hatırlamadır. Ben elimde eski bir hikayenin sıcaklığıyla varım,” diyor. Aydoğan’ın sürreal biyografileri, Diyarbakır’dan yükselen bir sanat manifestosu olarak insan ruhunun derinliklerini keşfetmeye devam ediyor.

Muhabir: Abdullah AKYOL