ÖZEL HABER - Abdullah AKYOL / Davut SANCAROĞLU
Amed Times olarak Diyarbakır’ın tarih kokan sokaklarında bir efsaneyle buluştuk: Şehrin en eski ve en küçük berberi Sait Bingöl, namıdiğer “Sait Amca” ile. Küçük bir dükkânda, yarım asrı aşkın süredir tıraş makasını elinden bırakmayan Sait Amca, hem mesleğiyle hem de mütevazı kişiliğiyle Diyarbakırlıların kalbinde taht kurmuş. Daha önce hakkında haberler yapılan bu yaşayan tarih, bize kapısını açtı ve anılarını paylaştı.
"MESLEĞE ADANMIŞ BİR ÖMÜR"
Sait Amca, dükkânının köşesindeki eski koltuğa oturmuş, elinde tesbihiyle bizi karşıladı. “Ben bu işe 53 yıldan fazla önce başladım,” diye söze girdi. “O zamanlar çıraktım, ustamın yanında öğrendim her şeyi. Tıraş bir sanattır, öyle herkes yapamaz. Sevgiyle, emekle olur.” Gözleri parlayarak anlattığı mesleği, onun için sadece bir geçim kaynağı değil, bir yaşam biçimi. Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki bu küçücük dükkân, yıllardır onun dünyası olmuş.
"KÜÇÜKLÜK MÜŞTERİLERİ HALA YANINDA"
Sait Amca’yı diğer berberlerden ayıran bir şey var: Sadık müşterileri. “Küçüklüğünde bende tıraş olanlar şimdi torunlarıyla geliyor,” diyor gülerek. “Yıllar geçti, saçlar beyazladı, ama burayı bırakmadılar. Ben de onları bırakmadım.” Dükkândaki eski aynalar, tıraş takımları ve duvardaki solmuş fotoğraflar, bu bağlılığın sessiz tanıkları. Bir müşteri içeri girip, “Sait Amca’dan vazgeçilir mi? O bir tane!” deyince, bu sevginin karşılıklı olduğunu anlıyoruz.
“BU ŞEHİR BENİM EVİM”
“Diyarbakır’a sizi bağlayan nedir?” diye soruyoruz. “Bu şehir benim evim,” diyor Sait Amca. “İnsanları, sokakları, her şeyi… Burada doğdum, burada büyüdüm, burada öleceğim. Bu dükkân benim hayatım.” Yıllar boyunca savaşlar, zor günler görmüş, ama ne makasını bırakmış ne de umudunu. “Eskiden daha kalabalıktı buralar, ama şimdi de gelen gelir,” diye ekliyor.