ÖZEL HABER - Ali Çekdar KORKMA
Amed Times olarak, Lice Beyleri ve Silvan Mirleri’nin tarihini sizler için araştırdık. Şerefname’den izlerle, Seyit ve Şerif ailelerin sosyal, ekonomik, kültürel katkıları konuşuldu. Diyarbakır, Mezopotamya’nın kalbi, 12 bin yıllık tarihiyle medeniyetlerin beşiği olan bu kent, geçmişin izlerini gururla taşıyor.
Amed Times, Mahmut Işık’la buluşarak Lice Begleri ve Silvan Mirleri’nin 500 yıllık mirasını konuştu. Işık, Şerefname’den alıntılarla, atabey kökenli Lice Begleri’nin ve Abbâsî soyundan Silvan Mirleri’nin hikayesini anlattı. Seyit ve Şerif ailelerin Osmanlı ve Abbâsî dönemlerinde bölgedeki manevi liderliklerini, sosyal dayanışma ve kültürel katkılarını aktardı. Bazıları tarafından despotlukla karıştırılan bu beylerin aslında halka iyilik yaptığını vurguladı. Diyarbakır’ın tarihi dokusunda, bu miras geleceğe umutla taşınıyor.
“SEYİTLER HALKA İYİLİK YAPTI, DESPOT SANILMASIN”
Mahmut Işık: “Lice Beyleri, 500 yıl önce Vakıf Ahmet tarafından Mazıdağı, Karacadağ, Genç, Solhan, Kulp, Viranşehir, Erteköy ve Erzurum dağlarında kuruldu. Resulullah soyundan Şerifler Ortadoğu’da, Seyitler Mezopotamya ve Kafkaslar’da yaşar. 1920’ye kadar Lice Beyleri, Yakup Eşref Kurumu’nda kayıtlıydı; vergiden, askerlikten muaftılar. Şerefname’de, 600 yıl önce Şeref Şerefhanoğlu, atabey kökenli Lice Beyleri’nden bahseder. Silvan Mirleri, Abbâsî soyundan Seyitlerdir, Osmanlı’da sancakbeyliği yaptılar. Yavuz Sultan Selim’in akıl hocası Akşemsettin gibi İslam’ı yaydılar. Her çağın artıları, eksileri var; ekonomik, sosyal, kültürel olarak halka iyilik yaptılar. Bazıları beyleri despot sanır, ama Seyitler örnekti, halkı kolladı.”
LİCE BEGLERİ: ATABEYLİKTEN OSMANLI’YA
Lice Beyleri, 15. yüzyılda Diyarbakır’ın Lice ilçesi merkezli kurulan bir Türkmen beyliği. Şerefname’ye göre, Oğuzların Kayı boyundan gelen atabey kökenli bu aileler, Vakıf Ahmet liderliğinde Mazıdağı, Karacadağ, Genç, Solhan, Kulp, Viranşehir gibi bölgelerde etkiliydi. Osmanlı arşivlerinde, 1920’ye kadar Yakup Eşref Kurumu’nda kayıtlıydılar; vergi ve askerlik muafiyetiyle ayrıcalıklıydılar. Gaza ideolojisiyle Bizans’a karşı mücadele ettiler, İslam’ı yayma misyonu taşıdılar. Sosyal olarak, Ahilik benzeri örgütlenmelerle esnaf ve köylülere destek oldular; zaviyeler yoluyla yoksullara yardım dağıttılar. Ekonomik katkıları, tarım ve hayvancılığı geliştirerek bölgenin refahını artırmalarıydı. Kültürel olarak, medreseler ve zaviyelerle eğitimi desteklediler; Seyit kimlikleriyle manevi liderlik sundular.
SİLVAN MİRLERİ: ABBÂSÎ SOYUNDAN SANCAKBEYLİĞİ
Silvan Mirleri, Osmanlı döneminde Silvan merkezli sancakbeyliği yapan, Abbâsî halifelerinin soyundan gelen Seyit ailelerdi. Şerefname’de, Artuklu sonrası dönemde Türkmen beyleri tarafından yönetilen Silvan’in, Osmanlı’ya bağlanarak sancakbeyliği statüsü kazandığı belirtiliyor. 16. yüzyılda Yavuz Sultan Selim döneminde, Akşemsettin gibi alimlerin etkisiyle dini ve kültürel hayat canlandı. Silvan Mirleri, İpek Yolu üzerindeki Silvan, Diyarbakır ve Mardin’nin ipek ve baharat ticaretini geliştirerek ekonomik refah sağladı. Sosyal olarak, aşiretlerle eşraf arasında denge kurarak istikrar getirdi; medreseler ve camilerle ilmi faaliyetleri destekledi. Kültürel olarak, Seyit kimlikleriyle halka güven verdi, manevi liderlik sundu. Osmanlı arşivlerine göre, Silvan Mirleri, bölgenin Osmanlı politikalarını güçlendirdi, İslam’ı yayma görevini üstlendi.
SEYİT VE ŞERİF AİLELER: MEZOPOTAMYA’NIN LİDERLERİ
Işık’ın aktardığına göre, Seyit ve Şerif aileler, Resulullah’ın soyundan gelir; Şerifler Hz. Hasan’ın, Seyitler Hz. Hüseyin’in torunlarıdır. Şerifler, Mekke ve Medine gibi Ortadoğu bölgelerinde, Seyitler ise Mezopotamya ve Kafkaslar’da yerleşti. Diyarbakır ve Mardin’de Seyit aileler, Osmanlı ve Abbâsî dönemlerinde dini, sosyal ve ekonomik rolleriyle öne çıktı. Lice Begleri, gaza ideolojisiyle Bizans’a karşı mücadele ederken, Silvan Mirleri sancakbeyliğiyle Osmanlı’nın doğu politikalarını destekledi. Ahilik ve fütüvvet geleneklerinden etkilenerek esnaf ve köylülere yardım ettiler, medreselerle eğitimi yaygınlaştırdılar. Işık, bazılarının begleri despot sanarak katkılarını yanlış anladığını söylüyor. Örneğin, Lice’de zaviyeler yoksullara yemek dağıtarak dayanışma sağladı; Silvan ve Bölge’de medreseler ilim merkezi oldu.
TARİHİ MİRAS VE GELECEK
Işık, Lice Beyleri ve Mardin Mirleri’nin mirasının gençlere öğretilmesini, Seyitlerin dayanışma ruhunun canlandırılmasını istiyor. “Geçmişimizi bilmek, bizi güçlendirir” diyerek, Kürt halkının her ferdinin geçmişi araştırıp öğrenmesini dikkatle vurguluyor.