Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde Diyarbakır Kent Konseyi tarafından düzenlenen basın açıklamasına, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de bulunduğu bir grup katıldı.
BASIN AÇIKLAMASINI ERCAN YILMAZ OKUDU
Açıklama, Diyarbakır Kent Konseyi Yönetim Kurulu üyesi ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Yılmaz tarafından okundu.
Kayyım uygulamalarını eleştiren Yılmaz, "15 Temmuz 2015 darbe girişimi akabinde ilan edilen Olağanüstü Hal ile birlikte yayınlanan Kanun Hükmündeki Kararnamelerin (KHK) en önemlilerinden biri 674 sayılı KHK’dir. İlgili KHK’ye dayandırılarak 2016 yılında BDP’li toplam 95 belediyenin eş başkanları görevden alınarak, yerlerine o yerlerin mülki amirleri olan vali ve kaymakamlar kayyım olarak atanmıştır. Kayyım atama hukuksuzluğunu ‘terör’ kavramı üzerinden meşrulaştırmak isteyen iktidar temsilcileri, 31 Mart 2019 Mahalli Seçimlerinden sonra da kayyım politikalarına devam etmiştir. 31 Mart 2019 Mahalli Seçimlerinin ardından, İçişleri Bakanlığı’nın kararları ile 3’ü büyükşehir, 5’i il, 33’ü ilçe ve 7’si belde belediyesi olmak üzere toplam 48 HDP belediyesine kayyım atanmıştır. 31 Mart 2024 tarihinde yapılan son yerel seçim sürecinde ve sonrasında kayyım uygulamalarının devam edip etmeyeceği yönündeki tartışmalar devam ederken, 3 Haziran 2024'te Hakkari Belediyesine atanan kayyım ile mesele tekrardan kamuoyunun gündemine girmiştir. 15 Şubat 2025 tarihinde Van Büyükşehir Belediyesi'ne atanan kayyımla birlikte Türkiye'de 31 Mart 2024 günü yapılan mahalli seçimlerden bu yana 9’u DEM Parti, 2’si ise Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminde bulunan 11 belediyeye kayyım atanmıştır" dedi.
'KAYYIM ATAMALARIYLA ANAYASA ÇİĞNENİYOR'
2016 yılından bu yana ağırlıklı olarak Kürt illerinde bulunan belediyelere kayyım atandığını vurgulayan Yılmaz, kayyım atamalarıyla yurttaşların seçme ve seçilme hakkının ihlal edildiğini söyledi. Yılmaz, “Siyasi iktidar, belediyelere kayyım atama kararlarının gerekçesini oluşturmak için ya uzun yıllardır adliye raflarında bekletilen dava dosyalarını ya da seçilmişlerin seçime girmeden önce haklarında verilen ancak henüz kesinleşmeyen mahkumiyet kararlarını gerekçe göstererek, ulusal ve uluslararası kamuoyunda, verilen bu hukuksuz kararların meşru olduğu algısını yaratmaya çalışmaktadır. Ancak bu çabanın gerek ulusal gerekse uluslararası toplumda bir karşılığı olmadığını belirtmek isteriz. Zira Venedik Komisyonu'nun, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'nin 2017 yılında vermiş olduğu karar ile Avrupa Parlamentosu'nun 14 şubat 2025 tarihli kararlarında Türkiye’de devam eden kayyım uygulamalarının, uluslararası standartları ve Türkiye Anayasası'nı çiğneyen bir hal aldığı şeklindeki kararları ile kayyım atama kararlarının tamamen siyasi saiklerle verildiği tespit edilmiştir" diye konuştu.
'POLİS VAN'DA ORANTISIZ GÜÇ KULLANDI'
Van Büyükşehir Belediyesine kayyım atanmasının ardından yaşanan polis şiddetine dikkat çeken Yılmaz, “Her kayyım ataması sonrasında olduğu gibi Van Büyükşehir Belediyesine atanan kayyım sonrası da barışçıl ve demokratik protesto hakkını kullanmak isteyen yurttaşlara ve seçilmişlere karşı kolluk kuvvetlerince orantısız güç kullanılarak plastik mermi ve göz yaşartıcı gazlarla müdahale edilmiştir. Bu müdahaleler sırasında aralarında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Kent Konseyi Eş Başkanı Doğan Hatun’nun da bulunduğu yüzlerce yurttaş birçok uluslararası mevzuat ve mahkeme kararında bir işkence biçimi olarak kabul edilen ters kelepçe yöntemi ile gözaltına alınmıştır. Yine aynı eylemlerde hem seçme ve seçilme hakları için hem de belediyeler aracılığıyla elde ettikleri kazanımlar için mücadele eden kadınlar kolluk kuvvetlerinin çok daha sert ve işkenceye varan muamelelerine maruz kalmıştır. Mevcut hukuksuzluğa karşı barışçıl protestolar düzenleyen halka ve kadınlara yönelik bu şiddet ve saldırı hali kayyum politikalarının bir devamıdır. 17 Şubat 2025 günü kamuoyuna yansıyan görüntülerde, Şırnak Milletvekili Newroz Uysal Aslan'ın polisler tarafından lince varacak düzeyde darp edilmesi, kadınlara ve çocuklara plastik mermilerle saldırılması kolluk şiddetinin geldiği noktayı açıkça göstermektedir" dedi.
'KAYYIM UYGULMASINA SON VERİLSİN, GÖZALTINA ALINANLAR SERBEST BIRAKILSIN'
Açıklamanın devamında kolluk şiddetine karşı parlamentoya çağrıda bulunan Yılmaz, “Diyarbakır Kent Konseyi olarak, barışçıl gösteri hakkını kullanmak isteyen yurttaşlara yönelik gerçekleşen kolluk şiddeti ve engellemeleri asla kabul etmiyoruz. Anayasa ve birçok evrensel hukuk metninde bir hak olarak tanımlanan toplantı ve gösteri hakkını kullandıkları için gözaltına alınan tüm yurttaşların bir an önce serbest bırakılmasını, bugüne kadar yapılan kayyım atama işlemlerinin tamamına derhal son verilerek kayyım atamalarına zemin sağlayan Anayasaya aykırı kanun maddelerinin iptal edilmesini ve yine bu konuda konunun muhatabı olan yargı makamları ile iktidarı ve parlamentoyu göreve çağırıyoruz” diye konuştu.