Ağız ile şive karıştırıldığından dolayı aralarındaki fark en çok merak edilen sorularda biridir. Peki ağız ile şiveyi nasıl ayırt ederiz sizlerle.
Ağız nedir?
Ağız; Türkiye içerisindeki farklı coğrafyaların, bölgelerin kullandıkları konuşmalara denir. Örneğin; İstanbul Türkçesi, Yozgat Türkçesi, Diyarbakır Türkçesi. Bölgelere göre konuşma şekli farklı olur.
Şive nedir?
Ağız; Türkiye içerisindeki farklı coğrafyaların, bölgelerin kullandıkları konuşmalara denir. Örneğin; İstanbul Türkçesi, Yozgat Türkçesi, Diyarbakır Türkçesi. Bölgelere göre konuşma şekli farklı olur.
Diyarbakır ağzı nereden geliyor?
Diyarbakır ağzı, Arapça, Farsça, Kürtçe, Türkmence ve Kafkas dillerinden gelen özel seslerle şekillenir.
Diyarbakır ağzıyla kelimeler
- Azep – Bekar
- Bekes – Kimsesiz
- Boran – Güvercin
- Çaput- Bez
- Çepik – Alkış
- Dünegin – Dün
- Gopo – Çok şişman
- Hadır –İşte
- Hırçık – Yırtık Pırtık
- Kef – Köpük
- Kortik – Çukur
- Küçe – Sokak
- Leymun – limon
- Not – Kağıt Para lira
- Sahan – Sana
- Şorik – Salya
- Zırto – İşe yaramaz adam
Diyarbakır ağzıyla soru nasıl sorulur?
Diyarbakır ağzında sorular sorulurken -mı, -mi edatı kullanılmaz.
Örneğin;
- Geldin mi yerine geldiiin?
- İyi misin yerine iyisiin?
- Korkttun mu yerine korktıın?
- Gördün mü yerine gördiin?
Diyarbakır ağzının tekil ve çoğul kullanımı
1.tekil kişi: yapiyem | 1. çoğul kişi: yapiyıh |
2.tekil kişi: yapisen | 2. çoğul kişi: yapisiniz |
3.1.tekil kişi: yapi | 3.çoğul kişi: yapiler |
Diyarbakır ağzı has lakaplar
- Çivo
- Koto Ali
- Pışo Meheme
- Yamyam Mıho
- Telsiz Kedri
- Kart Mısto
- Dode
- Ciğer Yaşo
- Babacan Şıko
- Malo
Diyarbakırlı bir annenin oğluna yazdığı mektup
Diyarbakırlı bir yazar ve şair olan Mehmet Kadri Göral, "Küçe Kapısı" adlı eserinde Diyarbakır ağzıyla yazdığı şiirlerle tanınır. Kitaptaki "Oğlum Ehsan" adlı şiir, bir kaynananın oğluna Diyarbakır ağzıyla şikayetlerini anlattığı bir mektubu konu edinir.
oğlum ehsan!
ana heyran nasılsan?
ne haldasan?
biz seni aramasah sormasah
sen bizi ne arisan ne de sorisan
sen ne hersiz bir evlatmişsan
bemırad olmiyasan
hahın kızinan gezisen dolaşisan
edemisen anan mektup yazasan?
heç allah’tan korhmisan bizi merahta bırahisan?
dünegın diyazan oğli hüsen gelmişti ankara’dan
getmişem sağlık haberin ondan almişam
seni belediye otobozunda görmiş bir kıznan
sözlüm diye bahsetmişsen o kızdan
bir de yüzüg tahmişsan barmağan
niye oğlum sen anasız kalmişsan
sensahan evlenmağa kalmişsan?
hüsen’e dedim ki;
“hüsen! hele birezim kızi anlat”
dedi ki;
“ne anlatayım diyaza, ay parçasi bemırad”
gülende güller açi
ağliyanda ıncinen mercan saçi
bele güzel ne görülmiş ne duyulmiş
hak teala öz nurundan yaratmiş.
ehsan!
niye sen hırıf olmişsan
böyüklerden danışmadan evlenmağa kahmişsan
kardaşından da mi ıbret almisan?
getti bir tango kız getirdi
ne kendisi rehet etti
ne de bizi rehet ettirdi
kız da kız olaydi üregim yanmazdi
ele zaif ele zaifti ki
ayni çırtik eso’ya benzidi
çırpi gibi bacaği
emin ağanın ayaği gibi ayaği
çamaşır tokaci gibi elleri vardi
ne ağlidi ağliyasan
ne gülidi gülesen
ne konuşmağımızi begenidi
ne bişirdiğımızi yeyidi
zıkkımın köküni yiyeydi
hırçikli meftüneyi ağzına koymidi
kibekudura kaşığıni degdirmidi
pencegoşt kebabından hanımın meğdesi bulanidi
herbişede kusur bulidi
herbişeye yengi yengi adlar tahidi;
ben deyidim babakanuç
o deyidi “patlican ezmesi”
ben deyidim lebeni
o deyidi “yoğurt çorbasi”
ben deyidim hılorik aşi
o deyidi “ekşili izmir köftesi”
yoh! carut degil faraşmiş
küçe degil sokahmiş
bellüe degil oluhmiş
hebene degil destiymiş
havuca pırçikli demah ayıpmiş
ben bele konuşiyam diye benden utanimiş
niye kendi yaptığından utanmidi
gün evle olidi yatahtan kahidi
ne hevşi süpüridi ne ayah yoluna su dökidi
benim elimden çaput
onun elinden roman düşmidi
gezmağa gidende de en öge o düşidi
birgün baban tükenden geldi
sakosi çininde ıçeri girdi
hanımın kızi yerinden bile teprenmedi
baban çoh ağırına getti
bırahsam, alimallah saçıni pırçigini yolacahti.
ben ne şanssız bir kariymişam anam!
kaynanaların zalım zamanında gelin olmişam
gelinlerin zalım zamanında da kaynana olmişam
kime ne etmişem ki bulmişam.
ehsan! sen sen olasan
akli başında bir kız alasan
ister diyarbakırli olsun
istersen yedi yabancidan olsun
yeter ki helal süt emmiş bir kız olsun
istiyem ki sonradan pişman olmiyasan
kari kısmi ayakkabi degil ki sıhti mi çıharasan atasan
namusumdur diyecahsan
ömribillah çekecahsan.
ehsan! biliyem eyisen hoşsan
herşeye çabuh kızisan
kızanda da alalo gibi kabarisan
oğlum! asebi erkegin kahri çoh olur
kahır çeken kari zor bulunur
onun ıçin kariların hamuri sabırnan yoğrulmuştur.
onlar hanımdır
onlar hatundur
onlar sultandır
onların mekânı cennet-ı âlâ’dır
onlar ışıhtır
onlar nurdur
onlar yüce allah’ın erkeklere bir lütfudur.